Gossip Girl Sevdiğiniz Replikler

Dizide sevdiğimiz replikleri söyleyeceğiz . Ben başlıyorum .


2. Sezonda Georgina dini kamp tarzı yerden çıkıp Manhattan'a geliyodu . Ve söylediği replik şuydu:

- Tell Jesus the bitch is back .

yani

İsa'ya söyle , bitch geri döndü.


Bi tane daha bunu söylemeden geçemicem çok komik


Blair: Bağışlayın beni Peder,günah işledim. Son günah çıkarmam..bir süre önceydi.
Peder: Seni ne rahatsız ediyor,çocuğum?
Blair: Erkek arkadaşımdan ayrıldıktan sonra 20 dakika boyunca,sarhoşluğa boyun eğdim, kötü bir bar-pavyon karışımı yerde rol aldım, ve bekaretimi kendini beğenmiş bir g.te verdim.Bu olayın tek iyi yani o tam bir domuz ki bu hiç olmamış gibi davranacak.Teşekkürler Tanrım.
Peder: Öhöm.
Blair: Özür dilerim.Aslında Katolik bile değilim.
Peder: Öyle diyorsan

Serena: Ahh blair'ın kazandığına inanamıyorum.
Dan:Evet.Kim ona oy vermiştir ki ?
Chuck:Ben.yaklaşık 250 defa.Nelly yuki'nin oylarını koymuyordum.çıkarıyordum.
Serena: Peki ya limuzine yaptıkların hakkında söyledikleri ? Otel veçiçeğine ?
Chuck:Yeeni elbisesi onsuz cok daha güzel duruyor.Bunu ona ver.(anahtar)
Oteldeki çatı katının anahtarı.Çizim defterini bilenin bir tek sen olduğunu Düşünmedin değil mi?
Serena: Chuck;ben bunu söylediğime inanamıyorum.Ama bu gerçekten cok hoş.
Chuck:Harika bir gece geçirdiğinden emin olmak istedim.


Çok tatlıı !! <3

Serena: Onun yerine bir bara gittik ve ben bir şampanya açtım.Biz..şey..
Blair: Bu bölümü atlayabiliriz tamam mı?
Chuck: Devam et,ben sonra ona boşlukları doldururum

*************************

Blair: Benimle konuşman için seni Serena mı yolladı?
Dan: Hayır ister inan ister inanma ama buraya kendim geldim.
Blair: (İç çeker) Normalde tetanos aşısı olmadan bu kadar yaklaşmana izin vermezdim

*************************

Blair: Chuck!Gecemi mahvetme çalışmaların bitmedi mi?
Chuck: Bak seni asla terk etmemeliydim.Uçağın kalktığı anda yanlış kararı verdiğimi biliyordum. Bütün yaz kendimi oyaladım.Böyle hissetmeyeceğimi umarak..Ama hâlâ hissediyorum.
Blair: Ve?
Chuck: Korkmuştum..Eğer bütün yazı beraber geçirirsek,sadece ikimiz..Görürdün.
Blair:Neyi görürdüm?
Chuck: Beni.Lütfen onunla gitme..
Blair: Neden?Bana bir sebep söyle ve ''Ben Chuck Bass'ım.''sayılmaz.
Chuck: Çünkü gitmek istemiyorsun.
Blair: Yeterince iyi değil.
Chuck: Çünkü ben gitmeni istemiyorum.
Blair: Yeterli değil.
Chuck: Başka var ki?
Blair: Gerçek sebep..Burada olduğum yerde kalmalıyım,o arabaya binmemeliyim.Üç kelime,sekiz harf.. Söyle,seninim.
Chuck: Ben..Ben..
Blair: Teşekkür ederim..Bütün duymam gereken buydu..

***********************


Chuck: Hediyeni vereyim mi artık? (Blair Chuck'ın kulağını çekerek onu pervaza yatırır.) Ov! Madem sertlikten hoşlanıyordun söylemen yeterliydi.
Birisi: Merhaba Blair.
Blair (yapmacık bir tavırla): Merhaba! İyi ki doğdum! (Ardından Chuck'a döner) Midemi bulandırıyorsun.
Chuck: Neymiş, Nate'le birlikte olamazsa dünyası başına yıkılırmış. Kabul et, bitti artık.
Blair: Kıskanç bir erkek arkadaş gibi davranıyorsun.
Chuck: Öyle olmamı çok isterdin değil mi?
Blair: Bence sen çok isterdin.
Chuck: Lütfen, kiminle konuştuğunu unutuyorsun.
Blair: Asıl sen unutuyorsun. (Biraz duraksar, Chuck'ın yan profiline bakar.) Sen... benden... hoşlanıyor musun?
Chuck: (Biraz düşünür) Hoşlanmayı tanımlar mısın? (Bunu söylerken çok tatlıydı.)
Blair: Yok artık! Dalga geçiyor olmalısın.
Chuck: Ben kendimi nasıl hissediyorum sanıyorsun? Hiç uyumadım. Hasta gibiyim. Midemde kımıldayan birşeyler var sanki.
Blair: Kelebekler uçuşuyor gibi mi? Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Olamaz bu!
Chuck: Emin ol benim kadar şaşırmış ya da utanmış olamazsın.
Blair: Chuck, Tanrı'nın yarattığı tüm varlıkları ve onlarla ilgili benzetmeleri severim. Ama o kelebekleri yok etmen lazım.
Chuck: İyi, o kadar da güzel birşey değildi zaten.
Blair: Teşekkürler.

Bunu yazmayı unuttum ama söylemeden geçemicem altını çizdiğim yer çok süper

C:Archibald, ne yapıyoruz burada?
Daire iyi ama Murray Hill mi?Burayı annen bile beğenmez
NATE:Benim içinN.Y.U. ve Columbia'nın tam ortasında.Burayı kiralayayım dedim,
ki gelecek sene Blair'e daha yakın olayım
C:Tebrikler, ama bunu telefonda
söylesen olmaz mıydı?
N:Sen benim arkadaşımsın......buraya sorunumu çözdüğü göstermek
için arkadaşım olarak getirdim seni.
C:Tamam, arkadaşım,
umarım burada mutlu olursunuz
N:Sadece Blair ile işin ciddiye
bindiğini göstermek istedim.Anladın, değil mi?
C:Sana dün geceki
karşılaşmamızı anlatmış
N:Vazgeçtiğini söylemiştin bana
C: Dedim ve öyle yapmaya da devam
edeceğim. Dün gece bir şey olmadı.Sokakta karşılaştık.Önemli bir şey değildi.
N:Siz ikiniz olunca,
her zaman önemlidir.Sadece birbirimize açık olmalıyız.Blair'le iyi bir yerdeyiz artık.
C:Neresiymiş orası? Ona göz kulak
olabileceğin dandik bir daire mi?
N:Hayır, burayı alma sebe--
C:Eğer alanını işaretlemeyi
o kadar çok istediysen Nathaniel......belki de Blair'in üstüne işemelisin.
N:Bir daha onun yanına yaklaşmanı istemiyorum.Ciddiyim.
C:Bak.Blair arıyor.Sanırım buna dışarıda cevap vereceğim.

Dan: Aslında kulağa ne kadar garip gelirse gelsin ben seni görmek için geldim. Birbirimizi sevmediğimizi biliyorum ve benim değersiz biri olduğumu düşünüyorsun.
Chuck: Senin hakkında düşünmüyorum.
Dan: Tabi ki düşünmüyorsun. Ama ben kendimle ilgili düşündüm ve şu sonuca vardım ki kendi rahat görüş açımdan çıkıp yeni şeyler keşfetmeliyim.
Chuck: Gay misin?

Serena: Seninle hiç bir DNA paylaşmıyorum ve bunu kesinlikle istemiyorum.

Chuck: O zaman sana yeni el havluları almanı öneririm.


+Chuck adamım benim bayılıyorum yaa

Buna da bayılıyorum

Blair:Çalışman işe yaramış.
Chuck: Onları yazmamıştım,birden aklıma geldi.Bak bana yakışmayacak korkunç şeyler söyledim biliyorum.(Dans etmeye başlarlar)
Blair: Seks yaşantımızı Gossip Girl'e iletmen ve beni babanın yaşlı Arap atlarına benzetmen gibi mi?
Chuck:Ne demek istiyorsun?
Blair:Sen ne demek istiyorsun?
Chuck:Nate'e ait değilsin.Hiç olmadın,hiç olmayacaksın.
Blair:Sen de kimseye ait değilsin..(Öpüşürler)
Chuck: (Başını geri çeker)Bu sefer yavaştan alıp doğru yapalım.
Blair:Chuck Bass bir romantik...Kim bilebilirdi ki?
Chuck:Şimdi sen biliyorsun..Önemli olan da bu..

Leighton - Michelle demiş ki:

Dan: Aslında kulağa ne kadar garip gelirse gelsin ben seni görmek için geldim. Birbirimizi sevmediğimizi biliyorum ve benim değersiz biri olduğumu düşünüyorsun.
Chuck: Senin hakkında düşünmüyorum.
Dan: Tabi ki düşünmüyorsun. Ama ben kendimle ilgili düşündüm ve şu sonuca vardım ki kendi rahat görüş açımdan çıkıp yeni şeyler keşfetmeliyim.
Chuck: Gay misin?

Ahaha buna da bayılmıştım

C:Ben Chuck Bass! Kimin umurunda.

B:Benim.Anlamıyor musun?Her zaman burada olacağım.Hiçbir yere gitmeni istemiyorum.Buna dayanamam.Kendine ne yapmak istiyorsan...Iütfen bunu bana yapma.
Lütfen.

++++++++++++

Chuck: Beyninin ne kadar zorlandığını hissedebiliyorum, Nathaniel.Anlamanı beklemiyorum.
Nate: Bu da ne anlama geliyor?
Chuck: Sen ve Serena bir şeylere kolayca eriştiniz.Şimdiye kadar ki en büyük sorununuz kimin saçının daha parlak olduğuydu.

---------------------------

Blair: Kıskanç bir erkek arkadaş gibi konuşuyorsun.
Chuck: Evet tabi,bunu istersin.
Blair: {Duraksamadan sonra} Hayır..Sen istersin..
Chuck: Lütfen kiminle konuştuğunu unutma!
Blair: Sen de!
Chuck birşey demez,sadece bakar..
Blair: Benden..hoşlanıyor musun?
Chuck: Hoşlanmayı tanımla..
Blair: Buna inanmıyorum!
Chuck: Benim nasıl hissettiğimi sanıyorsun? Uyumadım,yemek yemedim.Hasta gibi hissediyorum sanki karnımda birşeyler varmış gibi. Kanat çırpıyor..
Blair: Kelebekler mi?

Chuck:Brooklyn?
Blair:Fena mı,unutulmaz bir gece olur..
Chuck:Bana birşey söylemek istediğini söylemiştin.
Blair:Evet..
Chuck: Dinliyorum.
Blair: {Durur bir süre}Ama bu çok aptalca..Kimin önce söylediğinin ne önemi var ki?Neden beraber söylemiyoruz?
Chuck:Çünkü anlaşma böyle değildi.
Blair:Neden herşey anlaşmaya göre olmak zorunda?
Chuck:Çünkü biz bunu böyle yaptık..
{Blair susar..}
Chuck:Neler oluyor Blair?Buraya beni birşey söylemek için çağırdığını söylemiştin.Söyle!
Blair:Neden ilk ben söylüyorum?Havaalanında seni bekleyen bendim,Tuscany'e tek başıma gittim!
Chuck:Bunlar geçmişte kaldı!
Blair:İlk kez ben senden söylemeni istedim!
Chuck:Beyaz partide mi??Kontla gitmek üzereyken mi,cidden o zaman söyleyeceğimi mi düşündün?
Blair:Evet düşündüm!Ve sen söylemeyince de ölmek istedim!
Chuck:Bana buraya kadar bunun için geldiğimi söyleme.Nihayet duygularını kabul edebileceğini düşünmüştüm ama anlaşılan bu da oyunlarından biriymiş!
Blair:Benim oyunlarım mı?Bunu başlatan sensin!
Chuck:Bitiren de sen oldun! ='(

Blair:Keyif çatmaya mı geldin?
Chuck:Ne için?
Blair:Kazandın işte.Şampanyanı patlat
Chuck:Kazanmadım
Blair:O zaman neden kaybetmiş gibi hissediyorum
Chuck:O iki kelimeyi söyleyemiyor olmamızın sebebi doğru olmamaları değil
Blair:Ne o zaman?
Chuck:Bence ikimiz de biliyoruz ki,o kelimeleri söyledğimiz an,birşeylerin başlangıcı değil bitişi olacak.Düşün bunu.Chuck ve Blair sinemaya gidiyor.Chuck ve Blair elele tutuşuyor.
Blair:Bunları yapmak zorunda değiliz.Hoşlandığımız şeyleri yapabiliriz.
Chuck:Bizim hoşlandığımız şey bu
Blair:Oyun
Chuck:O olmadan ne kadar dayanabiliriz bilmiyorum.Herşeyi berbat etmemiz sadece zaman meselesi olur.Bak beklemeyi tercih ederim.belki gelecekte
Blair:Sanıyorum o zaman geldiğinde bizi büyük bir haz bekliyor olacak

Ahh bunu unutmuşum. Hala beni ağlatan sahne;


Blair:Nate benden bir cevap bekliyor.
Chuck: Duydum.
Blair: Ona neden cevap veremediğimi bilmek istemez misin?Sana çok uzun zaman önce sorduğum sorunun cevabını almadan önce ona cevap veremem.Biz neyiz Chuck?
Chuck:Blair..
Blair:Geçen sonbahar beraber olamayacağımızı söyledin ve ben sana inandım.Ama hayatıma her devam etmeye çalışışımda tam oradaydın,şey gibi..
Chuck:Ne gibi?
Blair:Şey gibi..Belki de sadece senin kadar mutsuz olmamı istiyorsundur.
Chuck:Bunu kimse için istemem.Senin mutlu olmanı istiyorum.
Blair: O zaman sahip olduğunu bildiğim ruhunun içine bak ve söyle.Benim için hissettiklerin gerçek mi ya da sadece bir oyun mu?Eğer gerçekse..Bir yolunu buluruz,her şeyimizle.Ama eğer değilse..O zaman lütfen Chuck gitmeme izin ver..
Chuck:{Bir süre geçer}Sadece bir oyun..Kaybetmekten nefret ederim.Gitmekte özgürsün.
Blair:Teşekkür ederim!
----------------------
Serena:Chuck neden bunu yaptın?
Chuck:Çünkü onu seviyorum ve onu mutlu edemiyorum..

Serena:Rufus annemi aldatmış.
Blair:Yapabileceğim bir şey var mı?Dorota'nın ailesinin, Polonya mafyasıyla bağlantıları var.

Chuck: Kabul et iyi iş çıkardım
Blair: Sapığın teki olmasan CIA seni işe alırdı

bu da süper


:D: Süperr

Blair: Chuck!Gecemi mahvetme çalışmaların bitmedi mi?
Chuck: Bak seni asla terk etmemeliydim.Uçağın kalktığı anda yanlış kararı verdiğimi biliyordum. Bütün yaz kendimi oyaladım.Böyle hissetmeyeceğimi umarak..Ama hâlâ hissediyorum.
Blair: Ve?
Chuck: Korkmuştum..Eğer bütün yazı beraber geçirirsek,sadece ikimiz..Görürdün.
Blair:Neyi görürdüm?
Chuck: Beni.Lütfen onunla gitme..
Blair: Neden?Bana bir sebep söyle ve ''Ben Chuck Bass'ım.''sayılmaz.
Chuck: Çünkü gitmek istemiyorsun.
Blair: Yeterince iyi değil.
Chuck: Çünkü ben gitmeni istemiyorum.
Blair: Yeterli değil.
Chuck: Başka var ki?
Blair: Gerçek sebep..Burada olduğum yerde kalmalıyım,o arabaya binmemeliyim.Üç kelime,sekiz harf.. Söyle,seninim.
Chuck: Ben..Ben..
Blair: Teşekkür ederim..Bütün duymam gereken buydu..

***********************


Chuck: Hediyeni vereyim mi artık? (Blair Chuck'ın kulağını çekerek onu pervaza yatırır.) Ov! Madem sertlikten hoşlanıyordun söylemen yeterliydi.
Birisi: Merhaba Blair.
Blair (yapmacık bir tavırla): Merhaba! İyi ki doğdum! (Ardından Chuck'a döner) Midemi bulandırıyorsun.
Chuck: Neymiş, Nate'le birlikte olamazsa dünyası başına yıkılırmış. Kabul et, bitti artık.
Blair: Kıskanç bir erkek arkadaş gibi davranıyorsun.
Chuck: Öyle olmamı çok isterdin değil mi?
Blair: Bence sen çok isterdin.
Chuck: Lütfen, kiminle konuştuğunu unutuyorsun.
Blair: Asıl sen unutuyorsun. (Biraz duraksar, Chuck'ın yan profiline bakar.) Sen... benden... hoşlanıyor musun?
Chuck: (Biraz düşünür) Hoşlanmayı tanımlar mısın? (Bunu söylerken çok tatlıydı.)
Blair: Yok artık! Dalga geçiyor olmalısın.
Chuck: Ben kendimi nasıl hissediyorum sanıyorsun? Hiç uyumadım. Hasta gibiyim. Midemde kımıldayan birşeyler var sanki.
Blair: Kelebekler uçuşuyor gibi mi? Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Olamaz bu!
Chuck: Emin ol benim kadar şaşırmış ya da utanmış olamazsın.
Blair: Chuck, Tanrı'nın yarattığı tüm varlıkları ve onlarla ilgili benzetmeleri severim. Ama o kelebekleri yok etmen lazım.
Chuck: İyi, o kadar da güzel birşey değildi zaten.
Blair: Teşekkürler.[/quote]

Blair:Neden Avrupada değilsin?
Chuck:Öyleydim..Paris'te.Ama sırf senin sevdiğin badem kurabiyelerinden almak için.
Blair:Ya Almanya?
Chuck:Favori jartiyerlerinden almak için,onlara nasıl taptığımı biliyorsun.
Blair: Peki neden buradasın?
Chuck:Haklıydın.Tekrar kaçarak korkaklık ettim.Ama gittiğim her yerde beni buldun.O yüzden geri gelmek zorundaydım.
Blair: Sana inanmak istiyorum ama yapamıyorum..Beni çok defa kırdın..
Chuck:Bana bu sefer inanabilirsin.
Blair: Bu kadar mı?
Chuck:Ben de seni seviyorum...
Blair:Ama iki kez söyleyebilir misin?Ciddiyim,iki kez söyle...
Chuck: Seni seviyorum..Seni seviyorum..Üç oldu.Bu dört.Seni seviyorum..

Blair: Chuck!Dur!Gitme.Ya da gitmek zorundaysan seninle gelmeme izin ver.
Chuck: İlgine minnattarım.
Blair: Hayır,değilsin.Bu günlerde hiçbirşeye minnettarlık duymuyorsun. Ama umursamıyorum.Nereye gidiyorsan,orada seninle olmak istiyorum.
Chuck: Bunu konuşmuştuk.Sen benim kız arkadaşım değilsin!
Blair: Ama ben benim. Ve sen de sensin. Biz Chuck ve Blair'ız.Blair ve Chuck. Yaptığın en kötü şeyde bile,aklına gelmiş en karanlık düşüncede bile herşeye rağmen senin yanında olacağım.
Chuck: Peki bunu neden yapacaksın?
Blair: Çünkü..Seni seviyorum..
Chuck: Öyle mi,bu çok kötü.

Lily:Ailenle beraber olman lazım.
Chuck:Ailemle mi? Benim ailem yok.
---------------
Chuck:Lütfen onunla gitme.
Blair:Bana bir sebep söyle. "Ben Chuck Bass"im sayılmaz.
---------------------
Blair:Sen Chuck Bass'sin.
Chuck:Ben sensiz Chuck Bass değilim.
--------
GG:Her savaşın kendince silahları vardır. ama Yukarı Doğu Yakasında, savaşın kuralları basittir.burada kural yoktur!
------------
GG:Süpürgelerinize binin çocuklar.Doğu yakasının kötü kalpli cadısını görmeye gidiyoruz
-------------------
Serena:Blair, şunu kessen. Blair:S., bu kız Dan'in memeli hali.
------------
Serena:Cebinde titreyen bir şey var ve umarım ki O cep telefonundur.
--------------
Serena:Bravo, çok güzel kanıtlamışsın.Blair:Ne de olsa ustasından öğrendim Serena:Eğer Chuck ile yatıyorsan....çırak artık ustayı geçti derim.
-----------
Serena:Blair, ipin ucunu kaçır biraz.Hadi. İçki içelim. Hadi!
-----------
Chuck:Evet, Nathaniel. Blair'in sana sürekli attığı seninse onu sürekli geri attığın şeyi aldım.
-------------
Blair:Sence kime inanır?Görüş alanına giren her şeyle yatan sana mı yoksa yıllardır beraber olduğu saf ve dürüst kız arkadaşına mı?

çok tatlı dimi

çok güzel <3

İkilinin konuşmaları beni bitiriyo zatenn

Evet o son sahne çok komikti

Blair: Chuck!Dur!Gitme.Ya da gitmek zorundaysan seninle gelmeme izin ver.

Chuck: İlgine minnattarım.

Blair: Hayır,değilsin.Bu günlerde hiçbirşeye minnattarlık duymuyorsun. Ama umursamıyorum.Nereye gidiyorsan,orada seninle olmak istiyorum.

Chuck: Bunu konuşmuştuk.Sen benim kız arkadaşım değilsin!

Blair: Ama ben benim. Ve sen de sensin. Biz Chuck ve Blair'ız.Blair ve Chuck. Yaptığın en kötü şeyde bile,aklına gelmiş en karanlık düşüncede bile herşeye rağmen senin yanında olacağım.

Chuck: Peki bunu neden yapacaksın?

Blair: Çünkü..Seni seviyorum..

Chuck: Öyle mi,bu çok kötü

:( :( Çok kötü bi sahneydi :/

It is too bad..

O sahnede Chuck'a çok kızmıştımm

Serena : Blair benim efendim değil .
Nate : O hepimizin efendisi . =D

----------------------------------------------------------------------------

Serena : Georgina nerede ?
Chuck : Şansın yok , gitti.
Serena : Dan nerede ?
Chuck : Şansım yok ki o haLa burada .

----------------------------------------------------------------------------

Tatlı almaya çıkan Dan eve döndüğünde ;
Dan : Getirecektim ama bir kızı arabaların arasından çekmeye çalışırken bir taksinin altında kaldı.
Jenny : Zaten tam burnumuzun dibinde bir kahraman varken kimin tatlıya ihtiyacı var ki?

----------------------------------------------------------------------------

GG : Dikkat Dikkat !! Chuck Bass asla sahip olduğunu düşünmediğimiz birşeyini kaybediyor ... Kalbini ..

----------------------------------------------------------------------------

B : İşkence edebileceğin başka biri yok mu ?
C : Büyük olasılıkla vardır ama ben seni seçtim .

----------------------------------------------------------------------------

B : Bayanlar minicik beyinlerinizi dinlendirebilirsiniz . Bir kez daha dünya kanıtladı ki siz ne yapabiliyorsanız , ben daha iyisini yapabilirim . ( Buna bayılıyorummm =D . )

----------------------------------------------------------------------------

Chuck'ın telesekreteri :Mesaj bırakın, "belki" dinlerim.
( Bunada bayılıyorumm . )

S: B n'apıyorsun ?
Külkedisi prensini google de aramamıştı.
Gizemli bi adam resmin orada sana yaklaşıyor tam istediğin gibi.
Bunun sosyal çevreyle bi alakası yok.

4.1
Nate: Tanrım , bu hiç iyi değil.
Lily: Georgina, bu ziyareti ne borçluyuz?
Georgina(Garsona): Bardağı doldurup getirmen için 15 sn. var, yoksa kovulursun.
Nate:Georgina, belki de benimle gelmelisin.
Georgina: Bu çok tatlı Archibald,ama ben vanilya sevmem.

Rufus: Dan den mesaj yok mu? En son bu kadar uzun bi süre konuşmadığımız zaman bademcikleri alınmıştı


S: Blair , ne yapıyorsun?
Yaz boyunca gossip girl girmeyeceğimiz konusunda anlaşmıştık.

B: Yaz bitti neredeyse.
S: peki chuck hakkında neler yazıyor?

B: İlgimi daha az çekemezdi.
Yeni Bisey yok. İlkbaharda şehirden ayrıldığından beri kayıplara karışmış durumda.

S: peki bizim hakkımızda ne diyor?

B: ''Ohh la la ! Paris yanıyor ve fitili ateşleyen Serena ve Blair ''
Tabi senin alevin benimkinden çok daha sıcak.



Hepsi 4. sezondan